HÜSEYİN DEDEKARGINOĞLU’YLA SÖYLEŞİ
HÜSEYİN DEDEKARGINOĞLU’YLA SÖYLEŞİ
Temsil ettiği ocakla ve Alevilik ile ilgili araştırmaları bulunan, bu konuda kitap yayınlayan, aynı zamanda cem yürüten, ulusal ölçekte televizyon programlarında Alevilik, Aleviliğin Güncel Sorunları, Dedelik vd. konularda söyleşi programlarına katılan ayrıca birçok panel, söyleşi, sempozyumda da konuşmacı olan Hüseyin Dedekargınoğlu günümüzün yaşayan önemli dedelerinden birisidir. Kendisine yazılı olarak hazırlayıp gönderdiğim soruları yanıtlayan dedemize çok teşekkür ediyorum.
AYHAN AYDIN
HÜSEYİN DEDEKARGINOĞLU’YLA SÖYLEŞİ
(Dede Kargın Ocağı Çorum İli, Alaca İlçesi, Büyükcamili Köyü, 24.09.1951)
DEDELİKLE İLGİLİ SORULAR:
Sevgili dedemiz, siz Alevilik ve dedelerle ilgili bilgilerinizi kimden / kimlerden, nasıl öğrendiniz?
Alevilikle ilgili ilk bilgileri çocukluğumda evde öğrendim. Evdeki aile büyükleri tarafından verilen bilgiler ve cemlerde anlatılanlardan ilk bilgileri aldım.
Çocukluğunuz nasıl bir ortamda geçti?
İlkokulu köyümde bitirdim. Daha sonra ortaokul ve lise öğrenimi şehirde (Çorum ve Ankara) devam etti. Evlendikten sonra da şehirde kendi evim oldu. Köy ve köylülerim ile irtibatım hiç kesilmedi, çünkü annem babam ölünceye kadar hep köyde kaldılar. Dolaysıyla bir ayağım hep köydeydi ve hâlâ köyde.
Sizce dede kime denir? Dede olabilmenin koşulları nelerdir?
1- Ocakzade olmak. 2- Dedeliğe aykırı bir konumu olmamak yani düşkünlük gerektiren bir fiille karşı karşıya gelmemek. Örn. Kendisinin yolca bir kusuru yoktur, ama musahibi düşkün konumuna düştüğü için dede de otomatikman düşkün olur. 3- Dedelik yapmak için istekli olmak (Siyaset veya ticarette basamak olarak kullanma niyetinde olmamak) 4- Dedelik makamına layık olacak kişiliğe sahip olmak (iyi ahlaklı, dürüst, namuslu, saygın, vs) 5- Posta oturup cem yürütmek için gereken asgari bilgilere sahip olmak. 6- Talipler tarafından dedeliğin kabul görmesi gerekir. 7- Musahipli olması gerekir.
Kendi ocağınıza ait ve / veya soyunuzu gösteren bir şecere (soy kütüğü) veya beratınız, yani yetki belgeniz var mı?
Soyumu ve ocağımı gösteren belge vardır. Dedelik yetki belgesi ile olmaz çünkü yetki belgesini verecek kimdir? Dedeyi dede yapan taliptir.
Sizce her dedenin şeceresi olmalı mı? Şecerelerin dedeler için önemi nedir?
Şecereden kasıt “dedeyim“ diyen birisinin gerçekten ocakzade olup olmadığını anlamak içindir. Cumhuriyet öncesi dönemde ocakzade/seyyid olanlar için bazı muafiyetler de uygulandığı için bu tip belgelerin bulundurulmasında fayda var idi. Dedelik, talibe yapılan bir görev olduğu için eğer talibin yoksa ya da talip dediğin kimseler seni tanımıyorsa, şeceren olsa da bir şeye yaramaz. Günümüzde Hacı Bektaş Çelebilerine müracaat ederek bir yetki belgesi alıp bunu da sanki şecere gibi kullananlar da var ama bu belgeler o kimselerin ocakzade/dede olduğunu ispata yetmiyr.
Süleyman Metin Dede'yle Söyleşi
SÜLEYMAN METİN DEDE ile Bir Söyleşi…
Geçen sene Süleyman Metin Dede’yle uzun bir söyleşiye başlamıştık. Bir bölümünü bitirsek de dedenin daha söyleyecekleri vardı. Sonrasında Divriği Gazetesi adına da Sayın Yahya Kemal Bayar’la dedeyi ziyaret ettiğimiz evinde de görüntülü bir söyleşimiz olmuştu…
Kalp rahatsızlığı geçiren ve Alevi Ocakları, Dedeler Birliğinin kurulmasını savunan, bu konuda yoğun gayret gösteren, bir dönem Cem Vakfı’nda da görev yürüten halen Baba Mansur Derneği Başkanlığına da yapan sevgili dedemizle daha önce, Baba Mansur Derneği’nde yaptığım söyleşiyi sizlerle paylaşıyorum…
Dedemize tekrar çok geçmiş olsun diyoruz...
AYHAN AYDIN

SÜLEYMAN METİN DEDE
BABA MANSUR OCAĞI
SİVAS KANGAL MESCİT KÖYÜ -1945
DEDELİKLE İLGİLİ SORULAR
Sevgili dedemiz, siz Alevilik ve dedelerle ilgili bilgilerinizi kimden / kimlerden, nasıl öğrendiniz?
Bizim köyümüz; Baba Mansur Ocağına bağlı olarak, Muhundu’da (Darıkent) 1800’lülerde Zara’ya oradan da Kangal’ın Mescit Köyüne gelip yerleşmişler. Mescit’te Veyis ve Süleyman kardeşler Alevilikte 4 Kapı 40 Makam olan hakikat seviyesinde yol erkân sürdürmüşler. Köyümüzün çoğu bu sülaleye mensup ve dede köyüdür. 27 köy civarında talipleri vardır. Kışın 3-4 ay sürekli inanç konumunda toplantılar oluyor, muhabbetler ediliyor. İnanç konumunda merkez köydür.
Çocukluğumuz dedelerimizin söylemleri ile ve babamın öğretileri ile yol erkan öğrendim. Daha sonra köyümüze Eyüp Tekyurt Dede (Pir Sultan Ocağı’ndan) Halil Öztoprak, Âşık Daimi, Davut Sulari, Meluli Baba, Kayseri Sarız bölgesinde Söbe Çimen Köyü’nde Aziz Baba, Davut Ali, Maraş bölgesinde Ali Gemke (7 mahlası var) bu insanlar sürekli köyümüzü ziyaret ediyorlardı. İnanç konularında köyümüzde muhabbet meclisleri kurulurdu, biz bunların öğretileri ile büyüdük. Bunları dinleyerek Alevilik’le ilgili bilgileri öğrendik.

Siz soru sorabiliyor muydunuz onlara?
Kafamıza takılan soruları büyüklerimize sorabiliyorduk. Onlar da bizim seviyemize göre bilgi veriyorlardı. Seviyemiz derken mesela 4 Kapı 40 Makam konularında kişinin alacağı bilgi ve becerisine göre izah ediyorlardı. Çok ileri konuları daha sonra aktarmaya başladılar. Daha çok babamın ve Halil Öztoprak’ın el yazmaları halen dosya elimde bunları da okuyarak öğrendik.
AGOP USTA'YA ŞİİR
AGOP USTA
-Sevgili Agop Yıldız’a Sevgiyle-
Türküler söyledin sazın çalarak
Umut eker misin sen Agop Usta
Bazen derin derin düşe dalarak
Hakk’tan seker misin sen Agop Usta
Sen “doktum” dedikçe sana çattılar
Ekmeğine zehir zıkkım kattılar
Seni öz yurdundan söküp attılar
Özlem çeker misin sen Agop Usta
İnsan mı insana yapınca zulüm
Hak etmedi Hay’lar böyle bir ölüm
Sevgi şelalesi olmuşsun gülüm
Coşkun akar mısın sen Agop Usta
Nefret denen illet derde dert katar
Yine de şu kalbin insanca atar
Neden mazlumlara gün erken batar
Yürek yakar mısın sen Agop Usta
Fazlı’m dert söyler dertle inlersin
Ne düşmanlık besler ne de kinlersin
Hep dostluk türküsü söyler dinlersin
Balla şeker misin sen Agop Usta
Ayhan Aydın (Fazlı)
16 Mayıs 2016, Duisburg
(Anadolu’lu bir Ermeni olan Agop Yıldız’ın yaşadıklarını Kemal Yalçın’ın “Hayatta Kalanlar” isimli kitabından okudum. O gece yatamadım. Sabah özü bana ait olan bu satırları evinde kaldığım dostum Ezeli Doğanay şiir haline getirdi… Acıyı, hüznü, başarıyı Agop Usta’dan bir kez daha öğrendim. O aşkla, birkaç gün sonra, Ezeli Doğanay, Zeynel Meşeli ve Hollanda’dan canlar canı Şair- Ressam Nuri Can ve birlikte Hollanda’daki evine gidip kendisiyle tanıştım… İçli türkülerini dinleyip, gözyaşı döktüm… Şiirlerini topladığı yeni çıkan Anadolu’nun Nar Taneleri kitabını okudum… Kendisini hep sevgiyle anıyorum… )
Derviş Abdülmüttalip Bekiri ile Söyleşi 2016
Makedonya’daki Harabati Baba Tekkesi Görevli DervişiAbdülmattalip Bekiri (61) İle Bektaşilik ve Tekkedeki Son Dönem Babaları Hakkında Söyleşi Ayhan Aydın Abdülmüttalip Bekiri Derviş, 25 Mayıs 1955’de, Gostivar’da Zdunye Köyü’nde doğmuş. 1 Ocak 1987’de Tayyar Gaşi Baba’dan nasip alıp yola girmiş. Tayyar Gaşi’den Ağustos 1994’de Derviş’lik hırkası giymiş. Abdülmüttalip Bekiri; Bu Tekke’de görev yürüten Tahir Emini Baba ve şu anda Dedebaba olarak Tiran’da görev yürüten Ednond Brahimaj (Baba Mondi) ile de çalıştı, Sersem Ali Dedebaba (Harabati) Baba Tekkesi’nde dervişlik görevini yürüttü. Bu Tekke’de şu anda bir baba yok. Bu konu zaten eleştiriliyor. Abdülmüttalip Derviş, 22 yıldır aralıksız görev yürüttüğü ve kendisinden başka şu anda görevlisi, çalışanı ve sürekli kalanı olmayan bu tekkenin temel direğidir. Yol - Erkan Konuları, Baş Okutma ve Muharremde Yapılanlar… Sevgili Dervişim Bektaşilik burada her şeye rağmen tam anlamıyla yaşayan bir inanç. Burada “baş okutma” var. Nedir baş okutma? Muharrem (matem)’de buradaki Bektaşiler neler yaparlar? Sizde, Alevilerde Görgü Erkanı var, bizde de “Baş Okutma” vardır. Her muhip, her derviş, her baba, halifebaba, hepsi bu kuraldan, yani “Evliya Kanunu”ndan geçerler. Bektaşilikte yol kurallarında muhip olanlar muharrem ayında, matemden sonra, muharrem ayı boyunca büyük engeller yoksa, mutlaka baş okutmak zorundadırlar. Ama kişiler şehir dışında, yurtdışında olunca bu bazen aksayabilir. Ama genelde kural matemden sonra, muharrem sonuna kadar baş okutmasının yapılmasıdır. 1 Muharrem ile 10 Muharrem matemdir, yastır. Bu zamanda oruç tutulur, perhizlilik vardır. Bizde sefer ayında ve ramazanda nasip verilmez. Makedonya ve Arnavutluk Gezisi IV. Bölüm 2016
Makedonya ve Arnavutluk GezisiMakedonya Harabati Baba Tekkesi Ziyareti 20 Mart- 8 Nisan 2016 (IV. Bölüm) Ayhan Aydın Abdülmüttalip Bekiri ile peş peşe söyleşiler yapıyorum. Sonrasında ise bunları düzenleyip Youtoup’ta yayınlıyorum. Her bir söyleşinin arkasına fotoğraflar ekliyorum, bunları deyişler eşliğinde yayınlıyorum. Bunlar çok ilgi uyandırıyor. Derviş ve Dergahımıza her şey helaldir, ne yapsak azdır. Bu bir görev ve hizmettir. Bunları ölene kadar yapacağım… Hakk ölümün de hayırlısını versin… Kamera kayıtlarının dışında da Abdülmüttalip Bekiri’den bilgiler alıp kaydediyorum. Aslında Derviş’in Bektaşilik’le ilgili karanlıkta kalmış bir çok konuyu bildiğin şimdi daha iyi anlıyorum. 29 Mart Salı Sabah konuklar gelir diye çok erken Derviş’le söyleşimizin üçüncü bölümünü yapıyoruz. Derken konuklar akın etmeye başlıyorlar: Belçika’dan, Hollanda’dan ayrıca yine Belçika’dan Kanatlar Köylü bir Türk aile türbeyi ziyaret ediyorlar. Derviş’e şaşıp kalıyorum. Ağzım açık kalıyor daha doğrusu. Lisede öğrendiği Fransızca’yla hem Belçikalılara, hem de Hallandalılara derdini anlatıyor… Ben ki lisede Fransızca okumuş, bir de İstanbul’da Fransız Kültür Merkezi’ne gitmiştim, farkı gördüm. Biz koyun sürüsü yerine koyulan Türkler, Türkiye’de eğitim filan almıyoruz, ezbere yaşayıp gidiyoruz ve de çoğumuz doğduğumuz gibi yine hep ezbere ölüyoruz. Habil AlkanatMakedonya Kanatlar Köyü’nden. Konuya çok duyarlı. İki dernekleri varmış. Hem Belçika’da da kültürlerini yaşatıyorlarmış. İstanbul’da Kanatlar Köyü’nün varlığını hissettiriyorlarmış. Belçika’da Gent Kenti’nda yaşamlarını sürdürüyorlar. Kendisi ailesiyle türbeyi ziyaret etti. Çok büyük bir içtenlikle, Bektaşiliğin yaşaması konusunda çabalamak gerektiğini söyledi. İnsanların duyarsızlığından yakındı. Türkiye’de yerlerinin olduğunu hem Makedonya’ya, hem de Türkiye’ye gittiklerini söylüyor. Oğlu Kaya Alkanat’la da sohbet ediyoruz. Bektaşilik’le ilgili çalışmaları çok takdir ettiklerini, bu gelenekle bağlarını koparmadıklarını, gelenekleri yaşattıklarını söylüyor. Bayrampaşa’da da Kanatlar Köyü’nün varlığını köy derneğinin yaşattığını belirtiyor. İbrahim Manaf Baba Hakk'a Yürümüş..
İbrahim Manaf Baba (Dede) Hakk'a yürümüş...
Başımız sağ olsun...Çok sevdiğim, yolumuzun ulu dedelerinden birisi, Yunanistan'dan Türkiye'ye uzanan Seyyid Ali Sultan Ocağı/Dergahı'nın en büyük inanç önderlerindendi...Edirne Uzunköprü, Yeniköy'de yaşayan İbrahim Manaf çevresinde çok sevilen bir insandı... Ruhu Şad olsun, devri daim olsun.. Işıklar içinde sonsuza kadar uyusun...

Diğer Makaleler...
- Musa Çetinkaya Dede De Hakk'a Yürümüş...
- Şahkulu Alevi Akademisi Başladı… (Bahar Dönemi, 2017)
- PAŞA AKKAYA DEDE
- HÜSAMETTİN AYDIN
- Hayat Kırk Kapılı Bir Han
- SADIK KAYA DEDE İLE SÖYLEŞİ
- Seyyid Dursun Doğanay Dede Hakk'a Yürümüş...
- Yavuz Top'la Söyleştik..
- FERMAN TAKA'YLA SÖYLEŞİ
- Halk Ozanı Hüseyin Çeker İle Söyleşi



