KÜLTÜR SANAT YAZILARI

KÜLTÜR SANAT YAZILARI

Bir Can İnsan Orhan Kocadağ

Bir Can İnsan Orhan Kocadağ

Çok sevdiğim sevgili büyüğümüz Rahmetlik Yazar Burhan Kocadağ’ın aynı zamanda kardeşi olan Yazar – Şair Orhan Kocadağ ile geçen cumartesi günü Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS.) 24. Genel Kurulu’nda görüştük.

Yalova deyince ilk aklıma gelen isimlerden olan bu gül yüzlü can insanımızla ayaküstü sohbet edebildik. Yalova gelirsen mutlaka bekliyorum seni, dedi. Onun hediye ettiği üç kitabı okumaya hemen başladım.

Gökyüzü Pencerem’deki şiirleriyle beni etkileyen çok sevgili şairimiz Orhan Kocadağ’ın nasıl içli bir insan olduğunu bir kez daha anlamış oldum.

Gönlü var olsun…

Şiirleri, eserleriyle bu yurdun duygu ve sevgi ormanında her daim yaşasın…

Ayhan Aydın

16 Haziran 2025

 

yüreğim bağlanmaz

 

çekip gider güneş

sen yüzünü çevirirsen bana

yaram kabuk bağlamaz

taşları sökmüştüm bir bir

yüreğime oturan

gülücüklerin gözlerimde yaş olur

yuvasız kalır kırlangıçlar

sen çekip gidersen

kayalar çöker yüreğime

kalır yerli yerinde

kararır gündüzüm

gecemden beter

begonvil açmaz yaprağından çiçeği

gelmez baharlar bir daha geri

sevmelere yılmayan yüreğim

yanar küle döner savrulur

ağaç kabuk bağlar

yüreğim bağlamaz  (Gökyüzü Pencerem – 36)

 

aranan gölge

 

düşlerimde örseledim yüreğimi

esrik bir ses tonu belleğimde

yankılanırken tozlu kayalarda

 

tenimin acısı değil

gözbebeklerime bir mıh gibi saplanan

güne uzak düşen gölgelerde

 

itiyor beni kapanan göz kapaklarım

dipsiz uykulara dalgıç gibi

yorgun bedenim debeleniyor

bitmeyen karanlıklardan akarak

 

el uzatıyorum maviliklere

beden uzaklara kaçan

sarı telli gün ışıklarına

 

yetmiyor ellerim

her yanım boşluk

bir dal yok tutunacak

gölgemi arıyorum sığınacak

uyanıyorum her sabah ürkerek  (Gökyüzü Pencerem -63)

 

zulme direniş

 

yaz kalemim yaz

mevsim sonbahar

dağılmıştı gecenin karanlığı

ankara’nın kara gününü yaz

kalleş karanlık pusuda

aymazlıklar kol kola

insanlar akın akın yollarda

akıyordu dört bir yandan

türkülerle halaylar çekerek

ankara garında

on ekim’in cumartesi sabahı

yaz yazabilirsen

karanlığın korkusunu

aydınlığın coşkusuna

sızlayan yüreğimle

titreyen ellerimle

o kara anı yaz

gökyüzüne serpildi kanımız

patlayan canlı bombalarla

parça parça savrulan yüzlerce canlarımızla

zulme direnişi

sevgiye barışa kardeşliğe özlemi

akan kanımızla yaz ( Gökyüzü Percerem – 74)

 

Orhan Kocadağ, Gökyüzü Pencerem, Ubuntu Yayınları, 2. Baskı, Şiir, 2024, Ankara

 

Orhan Kocadağ

 

1947 Varto doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Varto ve Kırıkkale’de tamamladıktan sonra Erzurum Lisesi’nde öğrenciyken, 1966’da gerçekleşen Varto depremi nedeniyle liseden ayrılıp Van Sağlık Koleji’ne yatılı öğrenci olarak kaydını yaptırdı.

1970 yılında mezun oldu; sırasıyla Samsun, İstanbul, Yalova ve çeşitli sağlık kuruluşlarında sağlık memuru olarak görev yaptı. Bu süre zarfında Anadolu Üniversitesi İş İdaresi Lisans ve Hemşirelik Ön Lisans bölümlerini bitirdi.

Henüz ortaokulda öğrenciyken şiir ve makale yazmaya başladı.

Varto, Van, Yalova yerel gazetelerinde bazı şiir ve makaleleri yayımlandı. Bir süre Yalova’nın bir mahalli gazetesinde köşe yazarlığı yaptı.

 Ayrıca bazı dergi antolojilerde şiir ve öyküleri yayımlanmaktadır.

1996 yılında emekli oldu, yazım hayatına hız verdi.

Evli, ikiz kız babası ve Rüzgâr isminde bir torun dedesidir.

2012 yılında ilk şiir kitabı olan Şiir Kokusunu, Can Yayınları, ikinci şiir kitabı Güz Günlüğü 2013 yılında Kanguru Yayınları ve üçüncü şiir kitabı Şiirimi Güneşe Serdim 2014 yılında Kuytu Yayınları tarafından yayımlandı.

2016 yılında dördüncü kitabı olan Hu Erenleri ele 2017 yılında beşinci kitabı olan Şaban Amca, Ceylan Yayınları tarafından; altıncı kitabı Kırk Birinci Gün öykü kitabı İnce Yazı Yayıncılık tarafından, Yedinci kitabı Ak Maske Kara Maske öykü ve mizah kitabı UBUNTU yayınları tarafından yayımlandı.

Kocadağ, 1971 yılından beri Yalova’da yaşamaktadır.

İletişim: Bu e-Posta adresi istenmeyen posta engelleyicileri tarafından korunuyor. Görüntülemek için JavaScript etkinleştirilmelidir.

 

Çırpınıp Ölsem Sevdalarda

Çırpınıp Ölsem Sevdalarda

Ayhan Aydın

Bir şairin yüreğinin derinliğini, enginliğini yeryüzünde ölçebilecek hiçbir ölçü birimi yoktur. Apansız sevdaların insanıdır şair. Anlık denen, rüzgârla gelen, başka bir zaman boyutuna geçer gibi,  bir başka âleme sürükler gibi sizi alıp götüren hislerin; benzersiz, tanımsız duyguların tercümanıdır şair.

Şairdir o, sözcükleri kullanırken hiç acıması yoktur, bir beklentisi de olmaz onun.

Şair şairdir, söze duygu katmışsa, sizinle ilhamını paylaşmışsa, şu ayağınızı bastığınız topraklar üzerindeyken sizi alıp başka bir yere götürmüşse onun yazdıkları şiirdir.

Yüreği engin ve sevgi dolu Metin Aybek dostumuzu epey bir zamandır tanıyorum. Emekçi bir insandır, işine sadık, işini çok seven dürüst bir memur arkadaşımızdır o. Ama onun arşınladığı yollar, dar kaldırımlar, nice nice binalar ve insan yüzleri onda her şairde olduğu gibi farklı renklere bürünür. Ama o diğerlerinden farklı olarak; sevgini, sevdasını, aşkını, yaşadıklarını veya yaşayamadıklarını dizelere döker, bize sunar.

Kitabın başlığı bile yetiyor aslında onu anlatmaya: Çırpınıp Ölsem Sevdalarda.

Sevda bambaşka bir şey; arı, duru, özden gelen yalın, karşılığı olmayan, değeri ölçülmez bir duygu hali. O aşkla yanayım da, sevda içinde olayım da, ölmüşüm, kalmışım bir önemi yok, diyor.

Sevdayı yaşama isteği, özlemidir ozanın çektiği, bülbülün zarı ve avazı gibi.

Hislerle dolu olmak ve o hislere başkalarını ortak etmek… Kederini, tasasını, özlemini dizeler, satırlara dökmek. Bir ilkbahar neşesi, bir güz hüznü gibi yüreğinin rengini uçan kuşun kanadına, sararan yaprağın üstünü yazabilmektir şiir.

Metin Aybek dostun şiirlerini severim, beğenirim. O aynı zamanda anılarını çok güzel anlatan, dostluğa, arkadaşlığa önem veren bir güzel yüreğe sahip bir yazardır.

Okuduğum bu kitapta da ozan bizi kendi dünyasına doğru götürürken, sevdalardan, hüzünlerden, yaşanmışlıklardan duygu dolu ve gizemli hislerle bizi besliyor.

Yüreğine, kalemine sağlık sevgili dost…

Şiirin bol, dostlukların, arkadaşlıkların daim olsun…

 

Metin Aybek, Çırpınıp Ölsem Sevdalarda, Kora Yayın, Şiir, 101 Sayfa, Haziran 2019, İstanbul

 

BİR ŞARKI YAZ

 

Bir şarkı yaz gülüm

Kederli olsun

Sıcak yaz günlerinden

Haberli olsun

Essin rüzgâr gülünden

Serinletici olsun

Bir şarkı yaz gülüm

Denizlere hâkim

Martıların çığlığı olsun

Bir ağıt yak gülüm

Bosna Hersek’ten

Hürriyetin çığlıkları olsun

Bir destan yaz gülüm

Tüm dünyaya haber olsun

Barış gelsin yaşlı gözlere

Bir şarkı yaz gülüm

Gülümseme gelsin herkese (Sayfa: 5)

 

TUTSAKLIĞIM

 

Bir şişe içine

Hapsedilmiş gemiyim

Yüzerim

Denizsiz sularında tutsaklığın

 

İyotsuz pullarında

Kazınırım balıkların

Bir martı çığlığında

Uçarım

Gemi güvertelerinde zamanın

 

İyot kokmalı mı

Gözyaşlarım

Bir şişe içine

Hapsedilmiş gemiyim

Yüzerim denizsiz sularında

Tutsaklığın!... (Sayfa: 52)

Atarük Saray'da- Hasan Hüseyin Yalvaç Kitap

ATATÜRK SARAY’DA

Hasan Hüseyin YALVAÇ

 Ayhan Aydın

 

ağacı kuşu dağı toprağı

destan olan memleketim

sen ki yoldaşısın Mustafa Kemal’in

devireceğiz daha nice çağı

 

Sone Yayınları Yayın Yönetmeni, Şair-Yazar, çok sevdiğim günümüzün önemli edebiyatçısı Hasan Hüseyin Yalvaç’ın bana hediye ettiği,  “Atatürk Saray’da” kitabını geçen hafta okumuştum. Buram buram yurt kokan, bu toprağını insanına dair bir destan onun yazdığı şiir.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e, Türkiye’ye ve geleceğimize yazılan umut dolu bir destan.

Kendisi aynı zamanda Saray sevdalısı bir şair, yazar.

Tekirdağ’ın her geçen gün büyüyen ama aynı dinginlikte kalabilen, havası güzel, suyu güzel, insanı güzel bir yurt parçası Saray.

Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ziyaret ettiği, devrimci-demokrat, hoşgörülü insanlarıyla yakın zamanda ziyaret etmekten, bir güzel kültür etkinliğine katılmaktan büyük mutluluk duyduğum Saray’a yazılmış güzel bir kitap.

Daha önce yazarımızın Saray Öyküleri, Saray Şiirleri kitaplarını okumuş onları sizlere duyurmuştum. Hasan Hüseyin Yalvaç Abimizin Sone Yayınları arasında çıkan “Atatürk Saray”da isimli kitabını da tüm sevenlerimin okumasını öneririm.

 

H.Hüseyin YALVAÇ, Atatürk Saray'da, Sone Yayınları, Türk Edebiyatına Yolculuk: 023, İstanbul, 2011 (2. Basım)

 

Sone Yayınları: 0212 5267891

Cağaloğlu Yokuşu, Ergüç Han, 5/12, Cağaloğlu, İstanbul

DAĞIN ARDI DENİZ - HASAN AKARSU

DAĞIN ARDI DENİZ- HASAN AKARSU

Ayhan Aydın

Saray’da düzenlenen bir kültür etkinliğinde tanıştığım ve bana iki kitabını hediye eden; Şair-Yazar-Eğitmen Hasan Akarsu’yun, Dağın Ardı Deniz, isimli kitabını bir solukta okuyup bitirdim.

Ülkemiz şiir, öykü, roman konusunda önemli bir edebiyat birikimine sahip bir ülke. Ama edebiyatın, yazının her türünde yeterince ürün verilmediğinden zaman zaman yakınılır. Bu doğrudur da. Biyografi, Otobiyografi gibi türlerde yeteri kadar ürün verilmediği söylenir. Elbette bir de Gezi Yazıları var. Dünyayla kıyaslandığında Türk insanı ve belki Türk yazarı-şairi de yeteri kadar gezmiyordur. Gezmenin bir zorunluluk olduğuna inanlar, gezen insanın kültür dünyasını, hayal dünyasını geliştirdiğini söyleyenlerin sayısı da az değildir. Yurt içi, yurt dışı, hangi amaçla olursa olsun insanlar seyahatlerini bazen fotoğraflarla, bazen ise resimlerle kalıcı kılma yarışına da girerler. Ne hikmetse gezip gördüklerini, o anda hissettiklerini, gezdiği yerlerin kültürel-tarihsel zenginliklerini pek yazma gereği duymaz insanlar. Tutulan notlar bile sıradan bir insanın o geziyi bir başka zaman daha iyi hatırlamasını sağlayabilir. O geziyle ilgili izlenimler başka bir gezinin daha iyi geçmesini sağlayabilir.

Ama bir edebiyat, yazın türü olarak Gezi Yazılarının ülkemizde çok yaygın olmadığını söyleyebiliriz. Bunu yazan ben bu işin uzmanı değilim. Ama en azından sürekli okuyan, her türden kitap okuyan birisi olarak ve belli alanda yaptığı çalışmaları, gezi notlarını bilinçli bir şekilde kaleme alan birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim ki, bu türde eser sayısı Ülkemizde gerçekten çok az. Şehirler, beldeler, ülkeler… İster günübirlik, ister uzun geziler, ister turistlik, ister iş, ister kültürel-sanatsal olsun, ben tüm gezilerin yazılmayı hak eden geziler olduğuna inanıyorum. Hele de bir şair, bir yazar elbette yaşadıklarını, gördüklerini bambaşka yazacaktır. O gezi değildir sadece kalıcı olacak, anımsanacak, o anlarla sınırlı değildir gezi yazılarının içeriği; o satırlarda mutlaka tarih, edebiyat ve yoğun duygular da var olacaktır.

Hasan Akarsu’yun Dağın Ardı Deniz isimli gezi yazıları kitabı gerçekten çok sürükleyici, öğretici, eğitici bir kitap olmuş. Akarsu güzel yurdumuzun birçok yöresine guruplar halinde veya özel gezilerindeki izlenimlerini aktarırken mutlak o yöreyle ilgili tarihsel-coğrafi bilgileri de bizimle paylaşmayı ihmal etmemiş. Benim de sık sık gitmekten çok büyük mutluluk duyduğum Balkan ülkelerindeki gezi notlarında ise gidilen ülkelerle ilgili doğru ve doyurucu bilgiler bulmak mümkün kitapta.

Gezi kitabı sizi gezdirmelidir… Gezi kitabının dili çok sade, akıcı, anlaşılır olmalıdır, şiirsel olmalıdır... Hele de Hasan Akarsu kitabında konuyla ilgili bölümlerde şairlerden dizeler de koyunca yazıya tadı bambaşka olmuş gerçekten.

Gezi yazılarına güzel bir örnek teşkil eden kitabı tüm dostlarımın okumasını tavsiye ederim; güzel yurdumuzu, Balkan ülkelerini ve dünyayı yeniden keşfetmek için haydi daha fazla gezelim, en azından daha çok gezi kitabı okuyalım.

 

Dağın Ardı Deniz, Hasan Akarsu, Öğretmen Dünyası Yayınları, Ankara, Nisan 2014, 128 Sayfa 

Atarük Saray'da- Hasan Hüseyin Yalvaç

ATATÜRK SARAY’DA

Hasan Hüseyin YALVAÇ

Ayhan Aydın

 

ağacı kuşu dağı toprağı

destan olan memleketim

sen ki yoldaşısın Mustafa Kemal’in

devireceğiz daha nice çağı

 

 Sone Yayınları Yayın Yönetmeni, Şair-Yazar, çok sevdiğim günümüzün önemli edebiyatçısı Hasan Hüseyin Yalvaç’ın bana hediye ettiği,  “Atatürk Saray’da” kitabını geçen hafta okumuştum. Buram buram yurt kokan, bu toprağını insanına dair bir destan onun yazdığı şiir.

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’e, Türkiye’ye ve geleceğimize yazılan umut dolu bir destan.

Kendisi aynı zamanda Saray sevdalısı bir şair, yazar.

Tekirdağ’ın her geçen gün büyüyen ama aynı dinginlikte kalabilen, havası güzel, suyu güzel, insanı güzel bir yurt parçası Saray.

Ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün de ziyaret ettiği, devrimci-demokrat, hoşgörülü insanlarıyla yakın zamanda ziyaret etmekten, bir güzel kültür etkinliğine katılmaktan büyük mutluluk duyduğum Saray’a yazılmış güzel bir kitap.

Daha önce yazarımızın Saray Öyküleri, Saray Şiirleri kitaplarını okumuş onları sizlere duyurmuştum. Hasan Hüseyin Yalvaç Abimizin Sone Yayınları arasında çıkan “Atatürk Saray”da isimli kitabını da tüm sevenlerimin okumasını öneririm.

 

H.Hüseyin YALVAÇ, Atatürk Saray'da, Sone Yayınları, Türk Edebiyatına Yolculuk: 023, İstanbul, 2011 (2. Basım)

 

Sone Yayınları: 0212 5267891

Cağaloğlu Yokuşu, Ergüç Han, 5/12, Cağaloğlu, İstanbul