Ülke Yanıyor...
Ülke Yanıyor...
Bizler her daim değerlere saygılı bir toplumuz.
Sahip olduğumuz değerlerden dolayı çok bedeller ödedik. Türlü çileler çektik. Bu ülke demokrasi yarışında epey mesafe kat ettiği halde, son yıllarda bu ülkeye hakim olan iktidar zihniyeti sürekli demokrasiyi, özgürlükleri kısıtlayan, baltalayan adımlar atmaya devam ediyor.
Son yirmi yıllık iktidarı döneminde şiddet dilini bir gün bile bırakmayan Türkiye'yi yöneten rejim açıkça hukuk tanımaz bir sistemle binlerce kanunsuz uygulamasıyla bu ülkeyi yaşanmaz hale getiriyor.
Kendinden olmayanı düşmanlaştıran, yok sayan, yok etmek isteyen bir kafa yapısıyla işine gelmeyen, hoşlanmadığı her kesimi "marjinal" olarak nitelendirip, yaftalayıp, kendi kitlesini bu kesimler üzerine saldırtarak açıkça şiddeti özendiren bir yapı sergiliyor.
Kürtleri, Alevileri, Solcu ve Sosyalistleri, Çevrecileri...
Kendisi gibi düşünmeyen her kesime bir kumpas kurarak, bir kulp takarak kendi tabanında bunların birer "vatan haini, din düşmanı" olduğuna inandırıyor ve kısmen de bunda başarılı oluyor.
Sivas'ta 2 Temmuz 1993'de Aziz Nesin'in "Şeytan Ayetleri Kitabı"nı yayınlatmasını bahane eden on binlerce azılı katil ruhluya müdahale etmeyerek 33 mazlum canın yok edilmesi sonrasında, insanları yakanların avukatlarını kurucu ve milletvekili yapan AKP. o günden bugüne hiç ara vermeden demokrasi düşmanlığına devam etmektedir.
Leman Dergisi'nde yayınlanan bir karikatür bahane edilerek dün Taksim'de gösteriler yapılmıştır. Karikatürü benimsemeyip, eleştirebilir, buna yargıya da taşıyabilirsiniz. Ama yayın sorumlularını teröristlere uygulamadığınız yol ve yöntemlerle baskıyla zulmederek, sindirerek göz altına almanız zihniyetinizi gösterir. 12 Eylül faşist darbesinde de; kitaplar, kasetler, afişler, yazarlar, aydınlar birer silah, bomba gibi öldürücü olarak lanse edilmişti. Şimdi de yapılan şey aynı şeydir. yine aynı şekilde bir karşı gösteri yapılıp, yüzlerce kişilik bir gerici - ırkçı güruh, insanlara, Leman Dergisi binasına saldırmıştır.
Burada atılan sloganlar, Sivas'ta insanları yakanların sloganlarıdır. Buradaki kafa Kemal Kılıçdaroğlu ve Özgür Özel'e yönelen faşizmin yumruğudur.
Tüm bunlardan hala ders çıkarmayan basit bazı koltuk sevdalılarının, düşleri, hayalleri orman yangınları kadar tehlikelidir ve belki de tüm Türkiye'ye saracak bir yangının habercisidir.
Bugünkü iktidar hukuk ve kanunları yok ederek; devletin gücünü kullanıp, zorbalıkla bu ülkeyi tümüyle teslim almak istemektedir.
Düne kadar terörist, iple asılması gerekenler, meclisten sürülmesi gereken alçaklar denilen DEM.'lileri yanına çekmek için her türlü "karektersizlik" suçlamasını umursamadan adım atan bugün ülkeyi yöneten irade, bugün ülkede en çok oy alıp, seçim şansı olan parti CHP.'ye kumpaslar kurup, bu partiyi yok ederek, önündeki en büyük engeli aşmak istemektedir.
Tüm demokratik kitle kuruluşları, aydınlar, gazeteciler, yazarlar, sivil toplum kuruluşları, basın organları, en ufak bir itirazı olan kişiyi bile silindir gibi ezmek isteyen ve hapishaneleri bir korku silahı gibi kullanan bugünkü iktidarın en silahlarından birisi ırkçılıkla, bir diğeri de dincilik, din sömürüsüdür.
Gerici tüm vakıflara, kurumlara, yandaşlarına, demokrasi düşmanlığı yapıp, insanları hedef gösteren satılmış basınına devletin tüm kaynaklarını aktaran, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı Türkiye'nin bir Vatikan'ı yapıp, yoksulluk içinde yaşayan bir Papa'ya karşın lüks ve şatafat içinde yaşayan Emevi zihniyetli, eli kılıçlı bir din baronu yaratan iktidar, dini değerleri kullanmayı, sömürmeyi sonuna kadar sürdürecektir.
Türkiye'nin tüm demokrat, devrimci, ilerici güçleri sonu ne olursa olsun bu karanlığa karşı direnmek zorundadırlar.
Aralarındaki tüm yapay farklılıkları bir tarafa bırakarak, kenetlenmek zorundadırlar.
Yarınlar çok geç olacaktır.
Bugünkü iktidarın temel hedefi din - iman edebiyatı ve hukuksuzluklar, emperyalizmin emrinde bu ülkenin, bu devletin tüm maddi değerlerini yok ederken, manevi değerleriyle oynayıp ülkeyi ırkçı, mezhepçi temelleriyle ayrıştırıp bir Ortadoğu ülkesi yapmaktır.
Bunların cumhuriyetin temel değerlerine dinamit koymaları, tüm cumhuriyet kurumlarını yok etmeleri, laikliği, çağdaş eğitimi tarumar etmeleri, çok ciddi bir projenin uygulanmasından başka bir şey değildir.
Ülke gerçekten yanmaktadır.
Yeryüzünde ülkesini, vatanını, yurdunu, insanını seven hiç bir devlet yönetiminin yapmayacağı şekilde, toplumun güven duygusunu yok edecek kararlarla her gün bir ülkeyi sarsacak eylemler bizzat iktidar tarafından uygulanmaz.
Toplumsal dengeleri, toplumun psikolojisini kesinlikle bilinçli bir şekilde bozup, bu ülkede dilediğini yapabilmek için projelerle hareket eden bir iktidarla karşı karşıyayız.
Bu işin Alevisi, Sünnisi, Kürtü, Türkü, Doğulusu, Batılısı, Solcusu, Sağcısı kalmamıştır.
Cumhuriyetin, demokrasinin değerleri hepimizi bir arada tutmaya yeter.
Ülke yanıyor, eğer bu yangının farkında olmayanlar olursa, ya da bunu umursamazlarsa elbette bir gün onlar da yanacaklar...
Muhabbet ehline aşk ile...
Ayhan Aydın
1 Temmuz 2025